Kendimi öldürmemle(!) başladı benim yaşamım
SOktum yüzümü yüzlerce parçaya bölen aynayı karnıma
Hiç bir şey hissetmedim önce, ılık bir huzurdan başka
PArmak aralarıma girdi kan, yaktı tenimi arzu
Oturdum Piyanomun başına
üzerimdeki beyaz smokinimle!
Dimdik duruyordum, ufak saf bir hap almış gibi renklenmişken dünyam
hissizleşiyordu gözyaşlarım, sakallarımın arasına giriyordu diğer karakterlerim
Biliyordum ben, biliyordum içimdeki diğerlerini!
Bazen görmezden geliyordum yaptıklarını
bazen aşık oluyordum onlara
aşkım dokunur gibiydi bulutlara.
Çocukluk hayalimdi benim bulutları kavanozlara koyup saklamak,
ve işte
tıpkı o hayal gibi
saklıyordum aşklarımı ne kadar saklayabilirsem!
Parmaklarım tuşlardan akıyordu,
ruhuma akan melodileri sese çeviriyordum
Kendimi öldürüyordum,
kendimden kaçıyordum.
kemiklerime kadar yorgundum
hücrelerime kadar ayrışmıştı ruhum!
Bana konulan biyolojik tanılardan,
gerçeklik ile hayal arasına sıkışıp kalmışlıktan,
ince güzel parmaklarımın beyazlıklarla sevişmesinden kaçıyordum.
Kararmaya başlıyordu gece!
mumlar titriyorlar,
sönecekler birazdan.
İçime daha bir batıyordu ayna
damarlarım sertleşiyor, sanki karnıma yüzlerce ton ağırlığınca kayalar koyuluyor.
Gözlerim!
Gözlerimi tutamıyordum
Soğuk yaşlar boşalıyor,
bir kezzap gibi yanıyor arzum
çığlıklarım düğümleniyor dilime!
parmaklarım titriyor
yarım
yarım
yarım kalıyor her şey!
Karşımda
tam karşımda
benden olduğunu bildiğim
benim yarattığımı bildiğim
ama tüm gerçekliklerden daha çok sevdiğim o kadın oturmuş, bana doğru bakıyor
üzgün
mutlu
üzgün
mutlu!
Gitme der gibi ellerini uzatıyor.
Gülümsemiyorum ona eskisi gibi
sanki dudaklarım kesilmiş
sanki kaslarım donmuş
ah ölümle sevişiyorum!
kaskatı etti tenimi.
vahşi
arzu dolu içine girmem için.
Kıvırcık saçlarımın arasından parmaklarının geçişini hatırlıyordum halbuki
kadın!
kıpkızıl saçlı kadın.
hayal-ettiğim
canlanıp ölen kadın!
yaşar gibi hatırlıyorum herşeyi
zamanı tuttum en kıvrak yerinden
dans ettiriyordum istediğim gibi
Ah tanrı gibiyim
ölüm kadınım!
Lacivert
beton gibi lacivert gözlerimle ona bakıyorum!
Dudaklarım titrerken bir kaç cümle çıkıyor:
Özledim
hem de çok..
Şaşırıyorum korkaklığıma
sinmişliğime
halbuki geç bile kaldım
şimdi şimdi ölmeliyim artık!
Son sözlerim olacak sanıyorum
ama hayır
o kadar kesik o kadar acı çıktı ki melodisi sesimin
Tuşlardan düştü ellerim,
gözlerim kapandı
Kafamı çarptığımı hissettim en son
tak!
ve uyandım
Bir odada,
kafamda bir bez,
kollarımda serumlar,
burnumda o bilindik hastane kokusu.
Zor yutkunuyorum,
sanki gırtlağım kopartacak boğazımı.
Zor görüyorum,
sanki acılarımın körlüğü sindi anılarıma.
tüküresim geliyor kendime
yüzüme
tam ortasına!
Kaçıyorum yine gözlerimi yumarak,
hayal dünyamın melodili kayıkları arasında dalıyorum
özgürüm
özgür
ama ruhum bedenimde tutsak
bir hastane odasında
ah ruhum,
ruhum
ruhum!!!
binlerce parçaya ayrılmış ruhum!
Bırak artık bedeni
bırak
bırak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder