- Merhaba?
- Ben mankeninizin ev arkadaşı, Esin. Arkadaşım bugün ve bundan sonra gelemeyecek, onu haber vermek istedim.
- ...? (..)
- bugün size gelirken kaza geçirdi, hastaneden arıyorum şimdi.
- ...? (kaza mı?)
- epey fena halde vücudu ve yüzü.. Haber vermemi istedi, kendisi konuşamıyor, arada bir uyanıp mırıldanıyor.
- ama... (nasıl olur...?)
- biliyorum resminiz yarım kaldı ama, yapacak bi şey yok, inanmıyorsanız gelip görebilirsiniz! (öküz, şu halde bile kendini düşünüyorsun değil mi!)
- hayır (gerizekalı kadın, inanmamakla ne alakası var, sadece şoktayım şu an ve konuşamıyorum!)
- neyse, iyi günler.
telefonun siyah sesi, "suratına kapattı aptal, mal gibi kaldın ortada!" diyor.
Şaşırdım sadece. Güzelliğin bitişi sardı odamı. Güneşin ısıtıcı sarı ışığı irin dolu yara gibi rahatsız etmeye başladı. duşa girdim. Çıktım. Tuval vardı hep aklımda, tuvalette mutfakta balkonda kapılarda pencerelerde. tuvalin olduğu yerde duramayacağımı anladım, çıktım.
Sokaklar ışık ve müzik doluydu, ama gürültüden başka bi şey ifade etmiyorlardı. renkler belirsizdi. Işıkların açıları birbirleri içine geçmiş, birbirlerini sömürmüş, renkleri de öldürmüştü. Müzikler de aynı şekilde birbirini bastırmaya çalışırken gürültüye dönüşmüştü. Anlamsızdı.
Görmemek ve duymamak ve aslında hissetmemek için bi barın dışında oturdum. İçtim, içtim, içtim. "Her akşam votka rakı ve şarap" tadında Dario Morenolar geçti içimden. Turuncular dönüyordu kafamda kan kırmızısına dönüşen.
O yüz nasıl çirkinleşebilirdi? Ne hakkı vardı bu canavarlığı yapanın? Gidip dava açmak, hatta davayla falan uğraşmayıp direk yüzüne dalmak istedim adamın. Kesin çirkin göbekli korkunç tipli bi taksi şoförü çarpmıştı o güzelliğe! piç kurusu..
geri gittim eve, bekleyenim vardı, başka yere gidemezdim. kustum alkolle yoğurduğum renkleri tuvalin üstüne.
niye üzüldüğümü hiç düşünmedim. düşünmeye başladığı an üzülmeyi bırakır insan, mantıklanır, insan olmaktan çıkar, ya da her neyse..
"düşünmeye başladığı an üzülmeyi bırakır insan, mantıklanır, insan olmaktan çıkar, ya da her neyse.."
YanıtlaSilmantıkla duyguların asırlık kavgası, kazananı/kaybedeni bilemem ama gözyaşları akacak yolu bulduğunda duramaz bunu bilirim...